TEKİRDAĞ’DA HALK OTOBÜSLERİ
ÇOK ŞEY DEĞİŞMİŞ
Bir ihtiyaçtan dolayı arabamı sattım.Uzun bir aradan sonra tekrar halk otobüslerine binmeye başladım. Bu sayede şehir içi ulaşımda çok şeyin değiştiğini gözleme fırsatım oldu. İlk günler orta yaşın üzerinde bayanlara ve yaşlılara yer verme reflekslerim çok güçlüydü. Şimdi modaya uydum oturduğum yerden dışarıya bakıyorum. Ben de değişime ayak uydurmaya çalışıyorum. Halk otobüslerine binince “Önce gelen biner.” , “ Yer mezarlıkta olur.” gibi cümleler geçmeye başladı aklımdan . Yaşadıklarımı kısaca anlatayım . İlk hayal kırıklığımı ortaokul ve lise öğrencilerinin de otobüslere yoğun olarak bindikleri sabah saatlerinde ben de evimin önünden halk otobüslerine binince yaşadım.
Elli yaşın üzerinde emekli öğretmen Elmas Balım otobüse binince tüm gençler yer vermek için yarışa girip: “ Buyur hocam, ayakta durmayınız.” diyecekler sanıyordum. İlk gün hiçbir öğrenci yer vermedi. “Onlar beni tanımıyorlar hele tanıdık öğrenciler denk gelsin de bak o zaman nasıl yer verirler.”düşüncesiyle kendimi avutmuşum. Eve dönüşte ayaklarım suya ermeye başladı. Otobüse bindiğimde yine tıklım tıklım doluydu . Oturacak boş yer yoktu.Geçen yıl dersine girdiğim ve bu yıl orta ikiye giden öğrencim beni görür görmez başını cama çevirip dışarıya bakmaya başladı. Bu bakış benim ineceğim durağa kadar devam etti. Kendi kendime tebessüm ettim. Gören de deli zannedecek.
Ne kadar etkili eğitim vermişiz. “Gözlem yapılmadan betimleme yapılmaz, en azından gidip geldiğiniz yolu dikkatlice gözleyiniz. Etkili tasvir yapmanın yolu iyi bir gözlemden geçer.” diye öğrencilerin başının etini yiyen ben değil miydim? Bak ne kadar iyi öğretmişim. Belgesi önümde canlı canlı duruyor. Çocukçağız sürekli dışarıyı gözlüyor. Öğrencilerimize haklarını araması gerektiğini, pısırık olmamaları gerektiğini öğütleyen biz eğitimciler değil miydik?“Hak “önce gelip otobüse binenindir.”Erken gelseydin yer kapsaydın.” diye kendi kendime söylendim. Sanırım bu değişimde ailelerin de etkisi var. Ailesinin yanında koltuğuna çivilenmiş gibi oturan çocuklar var.Onların koruyucusu yanında oturan anne ya da babasıdır. Demek ki ebeveynler çocuklarına:: “Oğlum okulda koca gün kafa patlatıp yoruluyorsun bir de otobüste ayakta gitme” tarzından nasihatler veriyorlar sanırım..
“Acaba bu durum ülkemizin her ilinde böyle mi?” merak ediyorum doğrusu. Tekirdağ bu konuda epeyce çağdaşlaşmış. Bu sürecin olgunlaşmasına, başta biz eğitimcilere olmak üzere katkısı olan herkese teşekkür edesim geliyor . Çağdaşlık dedim de gelişmiş ülkelerdeki toplu taşıma araçları geldi aklıma.Zaman zaman o araçlarda gazete, dergi, kitap okuyanları ; bu kişilerin zamanı nasıl olumlu değerlendiklerini ballandıra ballandıra anlatırdım.
Maşallah şimdi bizim otobüslerde eli boş genç görmek de çok zor.Hepsinin elinde cep telefonu durmadan karıştırıyorlar msn atanlar, müzik arayanlar, fotoğraflara bakanlar , whatsapp ile yazışanlar.
Gençler ellerinde cep telefonları koltuklarına kurulsun , yaşlılar ayakta dursun!
Ben fark etmeyeli ilimizde insanlık çok ilerlemiş,artık görünmüyor…